Blog

Gerçek Bal Nasıl Anlaşılır?

Balın kalitesi, hilesiz ve kalıntısız olmalarıyla ilgilidir. Hilesiz ve hiçbir kalıntı içermeyen ballar kaliteli olarak nitelendirilebilir. Çiçek balı ya da çam balı daha kalitelidir şeklindeki bir yaklaşım yanlıştır.

  • Ilık su içerisine eklediğiniz bal, çözünmeden kalıyorsa gerçektir.
  • Gerçek bal, kaşığınıza aldığınızda uzama yapar, eğer katı bir şekilde kaşığınızda kalıyorsa sahtedir.
  • Gerçek bal, şekerlenir.
  • Buzdolabında uzun süre bekletildiğinde krem, tereyağ kıvamına geliyorsa gerçektir.
  • Kağıt havlu üzerine koyduğunuz bal, emilmiyorsa gerçek baldır.
  • Gerçek bal soğuk havada donma yapmaktadır.
  • Fazla yendiği zaman genizde hafif yanma yapması, balın gerçek olduğunu göstermektedir.
  • Gerçek ve katkısız bal, ateşe dayanıklıdır; yanmaz.

Yukarıda bahsettiğimiz ipuçları balın gerçek olup olmadığı hakkında fikir verse de en doğru tespit laboratuvar analizleri ile belirlenebilmektedir.

Türkiye ve Bal

Dünya arı gen merkezlerinden biri olan Türkiye; koloni varlığı, bal üretimi ve yaklaşık 100 bin adet işletme varlığıyla arıcılık konusunda sayılı ülkeler arasında yer alıyor. Dünyanın en büyük üçüncü arı kolonisine sahip ülkemiz aynı zamanda dünyada bal üretiminde ikinci sırada yer alıyor. Ülkemizin arıcılık ve bal üretimindeki bu öncü durumunu Dünya Arı Günü kapsamında Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Şeref Cınbırtoğlu ile konuştuk.
 
Arılar iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor? Bal üretimi iklim değişikliğinden etkileniyor mu?
 
Küresel ısınmanın iklimlerde değişiklikler meydana getireceği muhakkak. Bu değişimler böcekler de dâhil olmak üzere pek çok hayvanın davranışlarını ve yaşam tarzlarını etkileyebilir. Sıcaklık ve nemde meydana gelen artış böceklerde gelişimde, üreme kapasitesinde, bölgesel göç etme hızı ve mesafesinde değişikliklere yol açar.
 
Bal arıları belirli bir çevreye uzun yıllar süresince adapte olan ve yaşamını burada sürdüren canlılardır. Gıda kaynakları dengesi, konak-parazit dengesi ve çevre değişiklikleriyle birbirleri arasında etkileşim süreklidir. İklim değişiklikleri, bu etkileşimi bozacağı gibi bir bölgede yaşayan arı türlerinin yaşadıkları bölgeyi terk etmelerine ve bölgeye özgü olmayan yeni istilacı türlerin yerleşmesine imkân verebilir. 
 
Arılar yaşadıkları alan dışına çıktıklarında hayatta kalma, varroa (parazitsel bir hastalık) ve Nosema ceranae (protozoon bir hastalık) hastalıklarına karşı direnci azalır. Böylece hastalık ve zararlılara karşı daha hassas olan koloniler oluşacak ve bu durum toplu ölümlerin görülmesine sebep olabilecektir.
 
İklim değişiklikleri polinatöre bağımlı olan bitkisel üretimi etkileyen bir faktör. Küresel ısınma bitkilerde çiçeklenme başlangıç zamanına ve tozlayıcıların ilk görünüm tarihlerinde değişikliklere neden olur. Bal arısı ekonomik olarak dünya çapında tarımsal ürünlerin en değerli polinatörüdür. Tarımsal faaliyetlerin yoğun yapıldığı bir ülke olması sebebiyle Türkiye’nin, küresel ısınma ve iklim değişikliğinden çok fazla etkileneceği bir gerçektir. Polinasyonda görev alan arılar bitkisel üretime katkı sağlar. Son yıllarda sıklıkla çiçeklenme döneminde yaşanan olumsuz hava koşulları ve polinatörlerin görevini yerine getirememesi nedeniyle tozlaşma sekteye uğramakta ve bitkisel üretim de olumsuz yönde etkilenmektedir.
 
Ülkemizde kaç çeşit arı var? Bal üretiminde etkin olanlar hangileri?
 
Anadolu, dünyanın en önemli arı gen havzalarından biri durumunda. Ülkemiz arı genetik çeşitliliğinin yüzde 22-23’üne sahip. 
 
Yayılma alanı Kuzeydoğu Anadolu’da Ardahan ve Doğu Karadeniz’de Artvin’e kadar uzanan Kafkas Arısı; Ege, Güney-Batı  Marmara ve Batı Akdeniz Bölgelerinde yayılım gösteren Efe Arısı Ekotipi; Çanakkale Gökçeada’da yayılım gösteren Gökçeada Ekotipi; Anadolu koşullarına adapte olan Anadolu Arısı; Hatay ve çevresinde yayılım alanı bulan Hatay Arısı Ekotipi; Trakya Bölgesi’nde yayılım gösteren Trakya Arısı Ekotipi; Muğla ve Güneybatı Anadolu’da yayılım gösteren Muğla Bal Arısı Ekotipi; Düzce Yığılca’da yayılım gösteren Yığılca Bal Arısı Ekotipi Türkiye’de bulunan başlıca bal arısı çeşitleridir.

Balın Tarihçesi

Bal, kusursuz görünümü, doğadan gelen eşsiz lezzetli ile insanlık tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.

Cilalı Taş döneminden bu yana bal, insan yaşamının ve ekonominin bir parçasıdır. İspanya Valencia’da bir mağarada bulunan İsa’dan önce 6 bin yılına ait bir duvar resminde, bal yapan arılar ve balı toplayan tarih öncesi bir insanın resmedilmiş olması balın tarihinin ne kadar eskilere dayandığının kanıtıdır. Belli ki dönemin insanları, belki de yaşamlarını büyük bir tehlikeye atarak, ağaçlara tırmanıp arı kovanlarındaki balları bir besin olarak kullanmışlardır.

Balın; insanların ilk besin kaynaklarından biri olduğu söylenebilir. Sadece bu kadar uzun süredir kullanılan bir besin olması bile balın ne kadar değerli bir doğal ürün olduğunun kanıtıdır. Bozulmayan yapısı nedeniyle çok değerli bir besin olarak yüzyıllar boyu insanlık için fayda kaynağı olan bal farklı dinler tarafından da önemsenmiş ve kutsal kabul edilmiştir.

Antik Çin ve Bal

Hindistan gibi diğer bir büyük Uzakdoğu medeniyeti olan Çin’in kültüründe de bal önemli bir yere sahiptir. İsa’dan önce altıncı yüzyılda yazılmış ve Çin teolojisinde önemli yeri olan Shi Jing İlahiler Kitabı’nda baldan bahsedilmektedir.

Antik Çin tıbbına göre bal, beş temel elementten biri olan toprağın temel parçalarından biridir ve insan vücudunun karın ve dalak bölgesine etki etmektedir.

Antik Hindistan’da Bal

Batı kültürlerine en çok etki eden çeşitli dini ve felsefi görüşlerin kaynağı olan Hindu dinlerinde bal kutsal sayılmış ve kutsal kitaplarda ismi zikredilmiştir. Bilinen ilk kutsal kitaplardan biri olan Rig-Veda’daki ilahilerden biri de bal ile ilgilidir:

“Bütün rüzgarlar bal damlatsın. Bütün nehir ve akıntılar balı yeniden yaratsın. Bütün ilaçlarınız bala dönüşsün. Şafak vakti ve gece bal ile dolsun. Karanlığın parçaları bala bulansın. Şifa kaynağımız, şu yukarıdaki gökyüzü, balla dolsun. Ağaçlarımız baldan olsun. Güneş baldan olsun. İneklerimizden bal sağılsın.”

Antik Mısır ve Bal

Matematik, tıp, mimari ve gastronomi gibi konularda oldukça yüksek bir birikime sahip olan Mısır medeniyetinde de bal önemli bir besindi. Birçok duvar yazısında bal resmedilmiştir ve döneme ait çeşitli kalıntılarda bal tarif edilmiş, anlatılmıştı. İsa’da önce 1550 yılında yazılmış Eber’e ait bir papirüste bal içeren tam 147 adet reçete bulunmaktadır. Diğer medeniyetlerde olduğu gibi Mısır medeniyetinde de bal; tatlandırıcı özelliğinin yanı sıra tıbbi amaçlarla da kullanılmıştır.

Antik Roma ve Bal

Antik Roma döneminde yaşayan birçok yazar balı ve balın nasıl yapıldığını yazdıkları eserlerde anlatılmıştı. Bal, Roma ekonomisinin de önemli bir parçasıydı. Öyle ki bal, para değişimlerinde altının yerine geçebiliyordu. Yani bal, altın kadar değerliydi! Epicus isimli bir “Romalı gurme”, yarısından çoğu ballı yemek tarifleri içeren bir seri yemek tarifleri kitabı yazmıştı.

Antik Yunan ve Bal

Arı, antik Yunan mitolojisine göre tanrı Artemis’in sembolüydü. Arının Artemis’i sembolize eden çizimi o dönem kullanılan madeni paraların üzerine de basılıyordu. Antik Yunan filozoflarından Aristoteles balın yapısını kitaplarında açıklamıştı. Hipokrat da yazdığı kitapta balın ülseri temizleyeceğini ve yaraların üzerine bal sürülmesinin faydalı olacağını anlatmıştı. Yaşamı boyunca birçok ülkeyi fetheden Büyük İskender ise ölümünden sonra bal ile dolu bir tabutun içinde mumyalanmıştı.

Image

Ücretsiz Kargo

2000 TL ve Üzeri Alışverişinizde

%100 Orjinal

Katkısız %100 Orjinal Ürün Garantisi

Sürekli Destek

Whatsapp Üzerinden Destek